Yerkürede dünyalı istilası
Uzman zamanlar diyarında;
Uzun uzun oturup düşünenlerden oluşan bir ülke varmış. Gülümsemeden önce bir kez, tebessüm etmeden önce iki kez, gülmeden önce ise üç kez düşünürlermiş. Her şey miş li geçmiş zamanmış onlar için zaten. Bu zatenler yüzünden bazen olmadık işlerde olurmuş.
Ne mi olurmuş?
Misal...
Bir dünyalı istilası varmış yerkürede ama çoğunluğun
yüzde 99 u ülkeler savaşıyor falan sanırmış. Bahsettiğimiz bu yaşam formları onlardan değilmiş, yüzde 1 miş onlar. Diğerleri sanırmış ve gözünün önündeki örneği bir türlü görmezmiş yada görmek istemezmiş veya gönül perdeleri kapalı olduğu içinde gözleriyle de görmezmiş anlayamadığı gibi. Anlayacakları gerçekleri de anlamak istemezlermiş sanki.
Bizim dediğimiz yaşam formlarına dönersek;
Ağlamak için ise hiç düşünmezlermiş çünkü yılda bir kez kendi içlerine ağlarlar ama bunu sevinç gözyaşlarına dahil etmezler imiş.
Kendilerince bir düşünce akışı, kendilerince kurdukları, ahlaki tüm düzenlerin ötesinde özgürce tasarladıkları, zaman anlayışları varmış. Zaman efendilerinin sırayla evrene saçıldıkları törensel dönemlerde yeni bir nesil içinde yer açılırmış. Sorun azlık veya çokluk değilmiş, sorun: var olmayanın bilincinde olmakmış.
Daha dün gibi hatırladıkları bugün gibi önlerinden geçerken, gelecek geçmişte "Şimdiki Zaman Limanı'na ilerler iken, gelecek "Şu an" limanında geçmiş ile buluşuyormuş, günde iki kez. Bu durum böyle imiş.
Dünyalılar istila ettikleri yerkürenin nasıl mı altına üstüne getirmiş.
Misal;
Enerji iletmek için kablolara hiç gerek iken, yeri kazıp bakır madeninden tutun petrole kadar ne varsa çıkarmak için yeryüzünü delik deşik etmişler. Yetmemiş oksijen seviyesini düşürüp yaşamı kısaltmak için gökyüzünü de kirletmişler, atmosferin dışında neler yaptıklarını da bir düşünün.
Tüm bu durumdan rahatsız dünyada yaşayan uzaylılardan bahsediyorduk bizimkilerde derken. Hani şu yüzde 1 den.Senden.
Ve sen, sen olduğun için bir kez daha doğmanı kutluyorum.
Jan Paçal
