İlk yerli vampir romanı çıktı.
Wampirin adı: Ayşegül
’Ne kadar düşersen düş ama boynunu hep dik tut, tut ki düşmanların görebilsin
dostlarına da güç verebilsin"
İlk yerli vampir romanı Jan Paçal imzası ile Hel Yayınları'ndan çıktı. Yazarın dördüncü kitabı olan Wamp/Gece Avcısı ilginç içeriği ve tarihi dokusu ile oldukça dikkat çekici.
Anadolu'dan çıkan ilk vampir Ayşegül, Wamp adı ile kitapçılarda okuyucularını bekliyor. Nuh Tufan'ından bu günümüze uzanan hikaye gerçek gündemi yakalayarak fantastik bir şekilde sunuyor.
Şiir ve araştırma ve roman kitaplarının yanında ikide romana imza tan jan Paçal'ın son kitabı bir vampir hikayesini anlatıyor. Binlerce yıllık bir dönemi kapsayan roman adı Ayşegül olan vampir ile Anadolu'da şekilleniyor. İlk yerli vampir romana imza atan Jan Paçal sorularımızı yanıtladı.
Sizii tanımlayan ve beğenilerini fantastik kurgulara yönelten ne oldu?
Tabi ki çocukluğumda dedemin bana anlattığı o cesur masalların ve öykülerin etkisinde kaldığımı söyleyebilirim. Bu masallar aslında benim karakteristik özelliklerimin pek çoğunu da beslemiştir. Hayata karşı güçlenmemi sağlarken, felsefi olarak da bana derin bir disiplin kazandırdı.
Peki hayattaki felsefen nedir?
Ne kadar düşersen düş ama boynunu hep dik tut; dik tut ki düşmanlarını görebilesin, dostlarına da güç verebilesin!
Evet bu tam da Masal Bekçi’sine uygun bir yanıt oldu. Biraz Masal Bekçi’sinden de bahsetmek istiyorum, en içine sinen romanlardan biri olduğunu ifade ettiğini okumuştum. Kurgusal olarak çetrefilli ve karakter bakımından da zengin bir roman. Mekan ve karakter geçişlerinde nasıl bir yöntem izledin?
Aslında bir yöntem izlemedim. Çünkü yazarlığın da tüm sanat dalları gibi teknikten uzaklaşması gerektiğine inanıyorum ve formüllere indirgenmesine karşıyım. Anti-yazarlık anlayışımla kurguları, anti-kahramanlıkla da karakterleri yarattım:)) Yani sadece hayal gücüme bıraktım kendimi ve bu da beni kitaba götürdü.
Sonrasında, bir derleme olan ‘Amazon Rock Tarihi’ ve ardından aynı sene içinde de şiir kitabın ‘Anarşiir’ geldi. Hikayeleri var mıdır? Yazılma süreçleri nasıl gelişti?
Eh tabi Amazon Rock Tarihi, bir dönem müzisyenliğimden gelenrockçı ve metalci bir damarla derlenmiştir. Türkiye’de kadın vokallerin ve rock gruplarının birarada toplandığı bir kitap yoktu. Ben de işe camiadaki arkadaşlarımla röportajlarla koyuldum. Anarşiir ise 2013’teki ‘Gezi Olayları’nın dışavurumudur. Çok önce yazdığım şiirler çoğunlukta olsa da, anti-savaş taraftarı ve bir anarşist olarak,‘gezi’ ; içimdeki öfkeyi silah yerine kalemle dışarı çıkardı.
Silahlanma ve kalem demişken son bir haftadır yaşadığımız Fransa’daki mizahçıların öldürüldüğü, ‘Charlie Hebdo’ katliamı için ne düşünüyorsun?
Her düşünen bireyin gördüğü sıkıcı siyasi yapılanmalardan ve tablodan bahsetmeyeceğim. Ancak bugün değişen bir siyasi sosyoloji ve ekonomik dengenin varlığı kaçınılmaz . Bu dinamiklerin dönüşümünün ifade özgürlüğü üzerinden olmasını çok tehlikeli buluyorum. Umarım Crom’un savaşçı ölüleri daha fazla çoğalmaz diyorum! (Barbar Conan’a gönderme yaparak)
Son kitabına dönersek ‘WAMP/ Gece Avcısı’Hel Yayınları’ndan çıktı. Türkiye’nin ilk kadın vampir romanı diyebiliriz sanırım. Bir kadının kafasıyla, ruhuyla düşünmek nasıldı?
Kesinlikle zordu (gülüyor). Aslında başlarda biraz daha zordu ancak empatiyle sanırım üstesinden gelebildim diye düşünüyorum, okuyucu tepkileri daha objektif olacak bu noktada… Tabi yarattığım kadının güçlü ve savaşçı bir vampir olduğunu da unutmamak gerek.
Vampirin adı: ‘Ayşegül’, isimle ilgili nasıl geri dönüşler aldın? İlk bakışta absürt geliyor ancak sonra daha da içselleştirilerek okuduğumu keşfettim kendi adıma…
Evet yerli bir vampir romanı olacaksa dedim esas kadın da pekala‘Ayşegül’ olabilir diye düşündüm. Yaygın kullanılan bir kadın ismi nihayetinde…
Roman’da çok farklı zamanlarda yaşamış, tanınmış kişiler de dikkati çekiyor; Gılgameş’tekiEnki,Enlil, Hun İmparatoru Atilla, Afrodite, Dede Korkut’a uzanan geniş bir yelpaze... Tabi bu puzzleları birleştirince de tarihsel olarak absürt ama okuması çok eğlenceli bir kitap çıkmış ortaya…
Bu sefer kurgudan çok karakterlerin vermek istediği mesaj ve felsefe üzerine yoğunlaşmak istedim. Yaşadığımız dönem o kadar absürt ki artık hiçbirşey bana mantık dışı gelmiyor:)) Hayal gücüm, yazarken beni nereye sürüklediyse onun peşine düşmeyi yeğledim; onu özgür bıraktım ve böylece tüm sınırlamaları da ortadan kaldırdım.
Kitapta Muazzez İlmiye Çığ, Ümit Yaşar Oğuzcan isimleri’de geçiyor. Sevdiğinromancılar şairlerkimlerdir?
PauloCoelho, TomRobbins, GabrielGarciaMarquez, IngvarAmjornsen şimdi aklıma gelenler . Tabi fazlaca çoğaltılabilir…
‘Rockort’ adında bir de e-dergi formatın var. Biraz bahsedebilir misin?
Takipçilerin senin güncel haberlerine de bu kanaldan ulaşabilirler öyleyse? Var mıdır başka ulaşabilecekleri platformlar?
Yine facebook üzerinden ‘Masal Bekçisi’, ‘Amazon Rock Tarihi’ gruplarından güncel haber ve rock gruplarının konser haritasını takip edebilirler. Bunun dışında çeşitli, spontan dergi ve yayımlara giden yazılarım dışında, düzenli olarak farklı mecralarda yazıyorum.
:
