top of page

Bilimden edebiyata insan ömrünün sırları hala çözüm arıyor

 

ÖLÜMSÜZLÜK ÜZERİNE…

Neden bir vampir romanı yazdınız? Ülkemizde satmayacağını biliyorsunuz?

 

Çıkış noktam ölümsüzler üzerine idi. Araştırdıkça kendimi bir vampir külliyatı içinde buldum. Merak ettikçe çok fazla şey öğrendim.

 

Vampirlerin varlığı bir yana gerçekten ölümsüzler mi?

 

Hayır, ölümsüz değiller sadece uzun yaşıyorlar, oldukça uzun. Binlerce yıl diyebiliriz. Ve filmlerdeki gibi değil hiçbir şey…

 

Bu noktada delirdiğinizi söyleyebilir miyiz; Sizi nasıl ciddiye alalım?

 

Cinlerin varlığına inanlara da aynı şeyi söyler misiniz? Böylesine büyük bir tereddüt ile yaklaşabilir misiniz? Mesela gidip İlahiyat doktorası yapmış birine söyleyebilir misiniz bunu, Çarpılırsınız sonra…

 

Bilimsel kanıtlar var mı?

 

Cinler için var olan bilimsel verilerden çok daha fazlası vampirler için söz konusu.  Eğer gündemi takip ettiyseniz dikkatiniz çekmiştir. Güney Afrika’daki KwalaZulu-Natal Üniversitesi’nin Klinik Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Richard Hift, bir açıklama yaptı. Türkiye’deki hekimlere halk arasında vampir hastalığı olarak da bilinen porfiriaya ilişkin bilgi vermek üzere İzmir’e geldi ve bu konuda, ““Türkiye’deki vampir hastasının en az 1000 civarında olduğunu düşünüyoruz” dedi. Ardından daha inandırıcı gelebilecek bir açıklama daha  yaptı; “Enzimlerde bozukluk olduğu için geçmiş yıllarda bazı hastaların kan ihtiyacını karşılamak üzere bazı olaylara karışmış olabileceğini ifade etti. Prof. Dr. Hift, “Bu nedenle hastalar için vampir oldukları şeklinde mitolojik söylentiler üretilmiş olabilir” dedi.

 

Sizin gerçek düşünceniz nedir, fanteziye kaçmadan?

 

Olabilir diyoru dahası cinlere cadılara inananlar vampirlere inanmıyorsa çok ayıp. Bu üçüde aynı derecede bilimsel olarak kanıtlanmış yada kanıtlanamamış durumda. Daha dün dünya düzdü… “Dünya yuvarlak” diyen adamı cezalandırdıktan sonra “Evet, Dünya yuvarlakmış” dediler. İnandığım şeylerden biri de şu; eğer vampirler din olgularında cinler ve cadılar kadar rant yapmış olsaydı bu soruları sormak zahmetinde bulunmazdınız.

 

Ölümsüzlüğe dönersek neler söyleyeceksiniz?

 

Dünya ölümsüzlüğün sırrını arıyor. Rusya’dan ABD’ye bilim adamları, uzun yaşamın hatta ölümsüzlüğün sırrını keşfetmeye çalışıyor. Rusya’da bulunan Moskova Devlet Üniversitesi’nden Vladimir Skulachev, Rusya Cumhurbaşkanı Dmitri Medvedev tarafından da destekelenen 40 yıllık çalışmalarının sonucunda ölümsüzlük hapına çok yaklaştığını açıkladı. Hapın, oksijenin vücuttaki hücrelere zararlı etkisini durdurarak, hücrelerin ölmesini engellediğini söyleyen Skulachev, çalışmalarında son iki seneye girdiğini iddia etti.

 

Sadece Rusya ve ABD’mi?

 

İngiltere’de bulunan Cambridge Üniversitesi genetik uzmanı Dr. Aubrey de Grey, yaşlılığın bedendeki fiziksel değişim demek olduğunu, vücuttaki her türlü hastalık ve hasarın hemen tedavi edilmesi sayesinde, ölümün ortadan kalkacağını savunuyor. Grey, bunu sağlamak için kök hücre teknolojisinin geliştirilmesinin yeterli olduğunu söylüyor.

 

 

Fransa’da yaşayan ‘Kas Hastalıklarına Karşı Savaşma Derneği’nin Başkanı Dr. SergeBraun, küçük çocuklarda nadiren görülen erken yaşlanma hastalığı üzerinde yürüttükleri çalışmaların, ölümsüzlüğün anahtarını bulmalarını sağlayabileceğini belirtmişti. Çocukların hücrelerinin erken yaşlanmasına neden olan proteini tanımlamaya çalıştıklarını söyleyen Braun, proteinin tanımlanması durumunda, yaşlanmanın da durdurulması konusunda büyük bir adım atılabileceğine inanıyor, açıklamaları da bu yönde…

 

Sizce yaşam ne kadar uzayabilir?

 

Bir vampir kadar demek isterdim ama ölümün hastalık olduğuna inanan bir diğer bilim insanı da Amerikalı RaymondKurzweil. Kurzweil, meyve sineklerinin genetiğiyle oynayarak yaşam sürelerini yüzde 550 uzattıklarını, şimdi aynı yöntemi insanlara uygulamaya çalıştıklarını söylemişti. Kurzweil kendi de ölümsüzlüğe ulaşmak için organik besleniyor, düzenli egzersiz yapıyor ve günde 250 kadar vitamin ve yardımcı ilaç alıyor.

 

 

Ve unutmayalım ki, 1750’lerde: 25 yıl, 1800’lerde: 35 yıl, 1950’lerde: 65-70 yıl, 2000’lerde: 80 yıl uzayan insan ömrü için 2020’lerde: Hedef 100 yıl…

 

Yine vampirlere dönersek ülkemizde hiç örnek var mı?

 

Olmaz mı. Hemde tüm dünya basının yakından izlediği ciddi dergilere konu olmuş bir mevzu var.Journal of PsychotherapyandPsychosomatics'te yayımlanan ve dünya tıp literatüründe “vampirizm” olarak belirti gösteren ilk vaka olarak geçen bir Türk genci var. Makaleyi yazan ise psikiyatri doktoru Direnç Sakarya.

 

 

Dr. Direnç Sakarya, hastanın kan içme davranışının bir bağımlılık olmadığını belirterek, bunun yaşadığı ruhsal bozukluğun verdiği bir sonuçtan kaynaklandığını söylesede durum oldukça ilginç.

 

Ailesinin çabalarıyla tedavi olmak için doktora gitmeye zorlanan genci Denizli’deki askeri hastanede diğer meslektaşlarıyla birlikte tedavi altına aldıklarını anlatmıştı Doktor Direnç Sarıkaya. “İlk bulgularımızdan yola çıkarak hastanın “vampir özelliği” gösteren ilk hasta olduğuna karar verdik” diye de açıklama yapmıştı.

 

Araştırmacılar sonucunda hastanın 4 aylık kızını kaybettiğini, amcasının önünde öldürüldüğünü, bir arkadaşının önünde cinayet işlediğini, çocukken annesinin ona sık sık saldırdığını ve 5 ile 11 yaş arasında hiçbir şey hatırlamadığını belirten Dr. Sakarya, ismini açıklamadığı hastanın 3 ay arayla hastaneye iki kez yatırılarak tedavi uygulamaya başladıklarını kaydetmişti, uzun zamandan beri bu hastayla ilgili bir açıklamada yapılmadı.

bottom of page