top of page

Oyulmuş gözler dikilmiş götler

Takım tutar gibi adam tutulur bizim memlekette. Adam  gibi parti tutulmaz. Bir çok nedeni var bu durumun, herkes adamdır da adamlığın ne olduğunu bilmez. Takım tutulurda hani kendini adam zannetmek için. Adam olanın zaten siyaset ile işi olmaz. Çünkü bizim memlekette üçüncü gözler oyulmuş, götlerde kalkmıştır bir dikilmiştir ki  havaya bir türlü inmez. Ve bu yazdıklarım üçüncü gözü yok edilmiş etten robotlar için hiç bir şey ifade etmez.

 

Neden böyledir neden görmez bu gözlerde götler her türlü safsataya kalkar. Biri ikisi derken gönül gözü olan üçüncüsü de kapanmıştır da ondan. İnanması zor olabilir senin için ama üçüncü göz gerçektir. Tabi onu göz şeklinde alnının ortasında aramaman gerekir, böyle anlatılmış ve imgelenmişse de durum farklıdır. Cahillikten biraz yırtma sendromuna girilince işte imgeler simgelerde ayrışıyor istemeden.  Daha öncede bir çok kez anlattığım gibi epifiz bezi adı verilen üçüncü göz ile ilgilidir her şey.

 

Dünyayı bir kenara bırakırsak bizim memlekette  süre giden sosyolojinin kovaladığı psikolojiyi öylesine iyi yakalamıştır ki siyasetçiler, ana avrat yüzlerine tükürüp ağızlarından lokmayı aldıkları halde alkışlarla karşılanırlar. A partisi içinde B partisi içinde (Z ye kadar yolu var) durum böyledir. Akıllıdır siyasetçiler karanlıkta seviştiği düşman partisi liderleri ile aydınlıkta sözde savaşırlar ki birbirlerine var edebilsinler. A'nın kitlesi ile B'nin kitlesi bir birini öldürse siyasetçi için ne yazar öldürülecek katledilecek çok insan vardır daha, nüfus fazla tabi her şekliyle de azaltmak lazım.

 

Ve hatta bir birlerinin önüne tonlarca dosya yığar yolsuzlukları namussuzlukları karşılıklı sıralarlar. Normal bir bakış açısında taraflar karşılıklı suçları ortaya döker ama sütten çıkmış ak kaşık gibi yaşamaya devam ederler. Şunu demezler ki " Yahu bizim ki de onların ki de masum değil ne bizde mi yavşağız da bunlarla işbirliği yapıyoruz." Algıyla ilgilidir her şey, nasıl anlamak nasıl görmek istediğin ile.  

 

Hiç bir şeyi sorgulamadan yürüyen A-B-C-D partilerinin etten robotları için yapacak bir şey yoktur artık. Mutsuzluk içinde ölecekler ve kendilerine bahşedilmiş dünya yaşamının bir nebze bile farkında olmadan göçüp gideceklerdir. Bir kez olsun gökyüzüne bakmamış olanları var dır, inanması zor tabi. Tabi ki birbirlerini katledecekler bizleri de yok etmek için ellerinden geleni yapacaklardır. Bu bir gerçektir hep böyle olmuştur. Sistemin döngüsüdür bu. Her döngü bir öncekini unutturduğu için çok de basittir etten robotlar yaratmak.

 

Korku ve bencillik birbirini besler iken  tüm bu kötülüklerin kurşun askeri olmaktan gurur duyarlar. O köhne dünyalarında kendini eğitmiş insanları o kıt akılları ile aşağılama yarışındadırlar.  Öğrenmek isteseydin seninde bir beynin olurdu demek istesek de bu onları, kalkmış götleri, daha saldırgan haline getireceği için sorunun bizler değil sistem ve başındakilerin olduğunu göstermek çok zordur. İmkansız gibidir.

 

Üç kuruşluk adama beş kuruşluk mevki ver her güm bin  liralık zulmetsin herkese. Durum aynen böyledir. İnsan popülasyonunu çok iyi çözmüş ve yönetmiş olan sistem  ve bu sistemi oluşturan kaymak tabaka bir döngü daha oluşturmadan dur demek gereklidir. Tüm düşünenler kendince farklı veya paydaş bir şekilde dur demelidir.

 

Ve tabi ki biliyorsunuz artık suçlu olmanıza gerek yok, gerekiyorsa size uygun suç sistem tarafından zaten bulunacaktır.

 

İşte tüm bunların görmek için götlerin inmesi üçüncü gözlerin açılması gerek.

 

Zaman içerisinde sistem beynimiz ile oynayarak üçüncü gözümüzün gücünü azaltmıştır. Üçüncü gözün (episifiz bezi) kozmik enerjisini kısıtlayan en tehlikeli element Flordur. Flor ya da florür depresyon ilaçlarından diş macununa birçok yerde bulunur. Su kaynaklarında bile bulunması muhtemeldir. Uzun süreç zarfında Florüre maruz kalmak, beyin epifizini kireçlendirir ve yeteneklerini azaltıp yok eder.  Amacımız, beyin epifizimizin kireçlerini çözüp içimizdeki gerçek, kutsal bilgeliği tekrar ortaya çıkarmak olmalıdır.

Üçüncü gözümüze saygı göstermek ve onunla iletişimde olmak zorundayız. Sınırsız ruhsal ve zihinsel enerjiyle donatılmış, sınırlı yaratıklarız. Sadece kozmik zekamızı tetikleyen bu beyin bölümünü geliştirmemiz yeter. 

 

Eğer birazcık bilgi üçüncü gözümüzü hareketlendir di ise şöyle de bakarız dönen dolaplara;

 

Ve bunlar barış refah ve huzur için kan döküyorlar. Vay anasını hangi silah barış getirdi? Hangisi son savaştı da bir daha olmadı?

 

Ovvv barış satıyorlar dünyaya tek istedikleri dünyalıların mutlu olması. Bu yüzden yerküreyi patlamaya hazır bir bomba haline getirdiler. Klasik ve nükleer cephanelik haline gelen dünya'nın hemen her yerine kurulmuş nükleer reaktörler var ki patladığı anda barışa ve huzura topyekun kavuşacağız.

Jan paçal

bottom of page