"M" ler üzerine
Dudakların arasından çıkan ilk harf miydi ki m.
Ingaanın ı sı yerine
Koyunların m si mi?
Neydi ki bu?
M içine sığıştırdığı e ile tek eşli, merak ettiyseniz özel hayatları böyle.
Hem de nasıl tek eşli, mitoz bölünen e ve dolayısıyla meeeeeee
M ler ve melemeler arasında mı geçiyor hayatınız, şanlısınız, e arkadaşımız m nin önüne geçseydi ne olacaktı?
Güzeldir Türkçe emme oynamaları da boldur, eğlencesi de ganidir. En zevklisi redaktörleri ve editörleri çıldırtmaktır.
M harfi üzerinden çıkmıştık ya yola, hiçte ilerleyememişiz. İki 2 m yan yana gelirse ortaya ne çıkar. İlk beslendiğiniz yer mm. E tasarrufu yaptığımız için fazla kullanmıyorum; ama ilk sütünüzü içmiştiniz ya oradan, hayat sıvısını almıştınız, sonuçta 2 m de demagoji yapmaya da gerek yok derim.
2 m nin yan yana gelmesi cinsellik mi çağrıştırdı sizde. Hiç denemeden bu makaleden dışarı çıksanız iyi olur; 2M=M
Mesela mesele "Maşallah manisi" ise masallar ve methiyeler malum olur... Diye devam etsek hiçte anlaşılmaz bence, ya sizce?
Meseleler ile Meselalar arasında kalmış bir nesil mi var dediniz?
Birilerine birde böyle cümleler kurarsanız da anında serseri olursunuz, olmadı marjinal hatta deli. Ne demeli ki? Diğer yandan deliyi serseriyi anlıyorum da bu işin marjinal kısmında takılıyorum. Ne nasıl nereye kadar soru üçlemesi geliyor aklıma; hem de anında; Nasıl? Nerede? Nereye kadar?
Nereye kadar M. Meleme mi derler adama emmiler.
Ya şu emme ve lakinciler.
Şikayet etme hakkı mı, nereye etme hakkı mı?.
Susma hakkı varda susmama hakkı tatile mi çıkmış?
M ile a arasındaki samimiyette dikkatinizi çekti diyelim. Onlar arkadaş ama aynı sokakta büyümüşler sonra büyütmeye başlamışlar. Büyümeme hakkına sığınarak çocuk kalmışlar..Dayanamayıp çoluk çocuğa karışmışlar…
Gülmeme ellememe sanatı..
Kime gülme?
Kime elleme?
Kimine gül.
Kimine diken.
Dam üstende un eleyen meler.
Trajikomik ülkem
Yoksa hiç mi olmuş?
Düş mü?
Lakin bir gün ruhunun hüznüne tutunarak çıktığı bulutlara, ömrünün bütün “i” lerini adamış. Sulamış çatlayan toprağını “i” lerinin. Düşlerinde de gök mavisi umutlar açtırmış ve şöyle bir bakmış; bütün griliklerine rağmen yaşama. Alışmış… Alışmış sanki… En iyi arkadaşı “i” olmuş; mi koymuş adını. Bu kez de diyezler sarmış bütün hücrelerini. Sormuş mi’ye:
Neden yaşam melodin hep diyezlerle dolu? Diye.
Yaşam düz değil, iniş ve çıkışları olmalı, yoksa müzik dinlenmez, hiç bir şeye benzemez, demiş mi’den gelen ses.
Renklerin içinden geçmiş zincirleri kırılmış evrene inat. Kendini eritmiş, saflaştırmış… Dibe çökenleri de ayırmış. Çok şey yapılabilirmiş ama az ve öz olsun istemiş. Biraz düğümlenmiş , sonunda çözmüş yaşam serüvenini.
Nasıl mı? İşte: E= m.c²
Jan Paçal
