Mikro girdap
Her şeyi,
Tüm yaşamı içine çekip yok etmeye çalışan bir girdabın tam ortasında çılgınca bekliyoruz. Hızla
dönen galaksimizi seyrediyoruz...
Dinliyoruz...
Gözlemliyoruz...
Anlamlandırmaya çalışıyoruz sonra yorumlar geliyor. Ardından çözüme yönelik senaryolar üretiliyor kafamızda; Yüreğimiz, tüm bu enerji sarfiyatını karşılamak ve bizi ayakta tutmak için korkunç bir savaşın içine giriyor.
Pornografik bir girdap haline gelen siyaset sektörünün karşısında direnen Mikro Klanlarda hedef tahtasına otururken, kendi içlerinde bölünmelerinin sağlanması için yoğun bir top ateşine tutuluyor. Dedikodu salvoları ile yaratılan anafora kapılıp gidecek olanların önce ekonomisi sonra sosyolojisi ardından psikolojisi bozuluyor. Yavaş yavaş ölüme davet çıkartılırken cinayetlerin adı intihar olarak kodlanıyor.
Açık bilinçli mikro anarşist klanların direnişi, düşünme eylemleri ile tüm ezberleri bozarak evrenin görmediği ve tekrarının olmayacağı bir boyuta doğru emin adımlarla ilerliyor.
Siyaset tiyatrosu öylesine canlanıyor ki korkusundan, kimse ne yaptığını bilmediği gibi, yaptıklarının sonuçlarından kaçma çabaları ile kararttıkları bulutlar fırtına habercisi gibi karşımızda dikiliyor. Bugün beyaz dediklerine yarın yine kara diyecek olan bu tiyatro oyuncularının acı ile beslenen patronları korkuyor çünkü, yaşam acı çekmek istemiyor artık. Bilinç böylesine yükselirken Patronlar Klanı topla tüfekle veremedikleri acıyı elde etmek için sosyopsikolojik hidrojen bombaları sallıyor aramıza.
İyilik ve kötülüğün, ak ile karanın savaşındaki en belirgin hedef olan insan, kadın ve erkek olarak ikiye bölündükten sonra başlayan savaş, sistemin ana stratejisi haline gelirken yaratılan kadın ve erkek düşmanlığı dinsel boyutta destekleniyor ve cephe ucu bucağı görünmeyecek bir şekilde uzayıp gidiyor.
Bir kız bağırıyor, "Dünyayı kadınlar kurtaracak" diye. Bir adam bu çığlığın tam karşısında durarak bakıyor anlamaya çalışıyor bir kez daha. Kadın ayrımcılığına karşı duran dişilerin neredeyse hepsinin erkek düşmanı olduğunu görüyor, susuyor ve fısıldayarak diyor ki, "kafalarınızı cinsel organınızdan çıkarın"
Diğer yanda Mikro Klanların karşısında duran Makro Klanların şehvet ile yüzdükleri karanlık sular kıyıları hırçınca dövüyor, keskinleşen soru işaretleri üst bilinçleri yok etmek için ardı ardına diziliyor. Aranan cevaplar içinde kaybolma sinyallerini alma becerisine sahip mikrolar anaforun tam ortasında bekleşirken akıp giden diğer mikroların acı çığlıklarını bastırmaya bile çalışmıyorlar. İsteseler de yapabilecekleri bir şey değil bu zaten. Özgürlüğe olan saygı sevgi ve inançlarının oluşturduğu kırılmaz kit sadece biraz daha güçlenmek zorunda kalıyor, çaresizliğin kıyısında beklemenin verdiği ızdırap mutluluğa dönüştüğü anda anaforun tam ortasında bir merdiven oluşursa, abartalım, bir asansör, daha da abartalım, "Skati gerçekten ışınlamayı başardı ise... Artık ruh ve beden aynı ayda boyut değiştirebiliyorsa... "
Mikro anarşistler bilinmeyenler evreninin yeni kaşifleri olmayacaklar mı? Kim bilebilir ki?
Edebin edepsizlik boyutuna kadar gelip dayanmış olan Makro Klanlar kendi yarattıkları ve hatta inandıkları ahlaksız, güvensiz sevgisiz ve de saygısız dünyalarında çözüm arayışı içinde. Arayışlarının iyilik için olmadığı her aklı başında tarafından bilinirken bu süreç patronların acı depolarını yeniden doldurmak için de çırpınıyorsa, sistemlerinde oluşan büyük çatlak yakında onları mı yok edecek yoksa tüm yaşamı mı? Bir soru daha işte...
Sorunların içinden çıkan soru işaretleri, çözümlerden kaynaklanan cevapları bir türlü beğenmiyor ise. Bu iletişim gerçekten başlı başına bir sorun ise ve sorunlu hali devam etmekte ısrarcıysa, önünü görmekten acizleşmiş, öngörüleri de körelmiş ise, kaşiflerimizin işi ne kadar zor birde siz düşünün.
Makro klanlar kaç godomanın kölelerinden oluşuyor diye de sorsak?
Cevabını hepimiz biliyoruz.
Enerji kaynaklarını ellerinde tutan ve dahasını hep daha fazlasını isteyen Makroların alt bilinçler üzerindeki egemenliğini kırmaya çalışan Mikrolar aslında birer mikrop muydular? Matrix deki virüsler onlar mıydı yoksa?
Toplumun her daim dışlamaya çalıştığı ezerek yok etmek istediği Mikroların farkındalığı hepimiz için bir şans olabilir mi?
Makro girdaplardan kurtulan Mikro Klanlar kendilerini bir kaşık suda boğulabilir mi?
Jan Paçal
