Hayalet duygular sardığında...
Geçmiş hayalet gibi geleceğimizi kovalarken hayal etmek yine bize kaldı. Gündüz düşlerinde bizi kovalayan kargalar gece sağanağında sıçratıyor yerimizden. Bir hıçkırık gibi uyanıyoruz sabaha, güneş yine doğmuş dünya yok olmamış ama biz silinmişiz kıyamet gibi.
Biz demek için önce benim ben sonra senin sen olman gerekiyor ama ben "En-el Hak" diyen insandan affetmeyi öğreniyorum şimdilerde. Şimdilerde bambaşka bir çölde gemilerim. Her an hayaletler ile yaşamak, anlarda yok olmak yeniden ve yine yeniden anlamak zamanı.
O kadar üzgünüm ki ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Kelimeler cümleler iki dudak arasından çıkan hiç bir şey anlatamaz. Hayalet duygular karabasan gibi çöktüğünde üzerime direnirim yalan dünyaya. Gerçek benim içimde koy elini kalbine ve sendeki gerçekliği de anla koy elini kalbime.
Sordum ay tanrıçasına, güneş gülümserken yüzüme. Mars, Jüpiter, Venüs, sordular 'Bu duygular hala aynı sıcaklıkta mı?' diye. Bir avuç yürekle kaplıyorum dünyayı. Sana ulaşıyorum yüzün yok, diğer sana ulaşıyorum suretin bir gölge.
Aşk şiirleri yazmak istiyorum, dört duvar bir odada tıkanıyor duygularım. Kap karanlık bir aynanın karşısında akıyor durmuyor, duymuyor, doymuyor yüreğim.
Duygularım süzülüyor elekten, sevgi ve nefret çatışarak çöküyor dibe doğru. Saygı kalıyor, elekten geçmiyor bir türlü. Düşüncelerimin sarmalında fikirlerimle kalıyorum.
Düşünüyorum çünkü düşünüyorsun.
Hissediyorsun çünkü hissediyorum.
Hiçlikte bir bit yeniği var, onu arıyorum. Ruh kaşifleri yeni duygular içinde, çekiyor demiri sığ sulardan; rüzgar tam arkamızda.
Soruyorum kendime, ne yaptım ben bu duygularla?.
Senin sorun ise şu:
Ne yaptın benim duygularımla?
Hayalet duygular sardığında seni düşün bir kez daha.
Jan Paçal
